İnsanın kendine, evlâdına ve ıyâline ve borclarını ödemeğe lâzım olanları helaldan kazanması farzdır. Bunun için çalışan sevap kazanır. Özürsüz terk edene azâb yapılacaktır. Kendilerine nafaka verilmesi vâcib olanlara “Iyâl” denir.

Borc ödemek farzdır. Ödeyemeden vefât edenin, ödemek niyeti varsa, günahlı olmaz. Hadis-i şerifte, “Beş vakit namazı kıldıkdan sonra, çalışıp helâl kazanmak, her Müslümana farzdır” buyuruldu.

Peygamberlerin “aleyhimüsselâm” hepsi, çalışıp kazanmışlardır. Çalışmayıp, câmi’de oturarak, Allaha tevekkül ediyorum diyene inanmamalıdır. Bu, çalışmağı terk ettiği için, günah işlemektedir. Sâlih değil, fâsıktır.

Bunun kalbi, Allahü teâlâya değil, kulların mallarına bağlıdır. Önce sebebe yapışmak, sonra bu sebebin tesîrini Allahü teâlâdan beklemek emir olundu. Muhtac olduğu malı kazandıkdan sonra, fazla çalışmayıp, ibâdet etmek câizdir.

Bunun için, çalışmayıp ibâdet edene sû-i zan etmemeli ve kötü bilmemelidir. İkisi de haramdır. İhtiyacdan fazla çalışıp, kazandıklarını, senelerce saklamak mubahdır. Saklamayıp hayra, hasenâta sarf etmek müstehabdır. Nâfile ibâdetlerden daha sevapdır. Hadis-i şerifte, “İnsanların iyisi, insanlara faydası olanlardır” buyuruldu. Öğünmek için, kibirlenmek için, ihtiyacdan fazla kazanmak haramdır.

Görülüyor ki, çoluk çocuğunun nafakalarını ve borçlarını ödemek için çalışıp, helâl kazanmak, nâfile ibâdetleri yapmakdan katkat daha sevaptır. Hadis-i şerifte, “Eshâbım için fakirlik saadettir. Âhır zamandaki ümmetim için, zenginlik saadettir” buyuruldu.

Zaruret olmadan birşey istemek haram olduğu gibi, ücretsiz olarak başkasına iş gördürmek de haramdır. Başkasının çocuğuna iş gördürmek ise, daha büyük günahdır. Hz. Abdüllah ibni Abbâs diyor ki, çocuklarla oynuyordum. Ansızın Resûlullah geldi. Kapı arkasına saklandım. Yanıma gelip, avucu ile sırtımı okşadı. “Git bana Mu’âviyeyi çağır” buyurdu.

Bu hadis-i şerife göre, çocukların, haram olmıyan oyunları oynaması ve çocuğa birisini çağırmak için güvenilmesi ve ufak işlerin yapdırılması câizdir. Kendi küçük oğlunu ve kızını ve torunlarını bir işte kullanmak, fakir olana veya çocuğu yetişdirmek için olursa câizdir. Çocuğun, babasına hizmet etmesi vâcibdir.